-
1 bilimsel amaçla ağaç yetiştirilen alan
n. arboretumTurkish-English dictionary > bilimsel amaçla ağaç yetiştirilen alan
-
2 bu amaçla
adv. to this end -
3 canlı hayvanı deneysel amaçla ameliyat etme
n. vivisectionTurkish-English dictionary > canlı hayvanı deneysel amaçla ameliyat etme
-
4 ilacı kötü amaçla kullanma
n. drug abuse -
5 kötü amaçla kullanmak
v. prostitute -
6 özel amaçla yapmak
v. specialize -
7 ayırmak
1. بعثر [بَعْثَرَ]2. بعزق [بَعْزَقَ]3. رش [رَشّ]4. فرق [فَرَّقَ]5. فرز [فَرَزَ]6. فسخ [فَسَخَ]7. فصل [فَصَلَ]8. فض [فَضَّ]9. فك [فَكَّ]10. مذر [مَذَّرَ]11. نثر [نَثَرَ] -
8 kolaçan
1. تمحيص [تَمْحِيص]2. فحص [فَحْص]3. معاينة [مُعَايَنَة] -
9 kullanmak
1. أنفق [أَنْفَقَ]Anlamı: harcamak, sarf etmek2. استخدم [اِسْتَخْدَمَ]3. استعمل [اِسْتَعْمَلَ]4. استغل [اِسْتَغَلَّ] -
10 amaç
озвонч. -cı1) цельamaç gütmek — пресле́довать цель
bencil amaçlar — коры́стные це́ли
bu amaçla — с э́той це́лью
2) мише́ньaskeri amaç — вое́нный объе́кт
••amaç, kulanılan araçları mazur kılar — посл. цель опра́вдывает сре́дства
-
11 amaç
amaç edinmek sich (D) zum Ziel setzen;bu amaçla zu diesem Zweck;… amacıyla zwecks, mit dem Zweck zu … -
12 dolaşmak
توجه [تَوَجَّهَ]Anlamı: bir yeri belli bir amaçla gezmek -
13 amaç
(-cı)1) məqsəd, niyyət, məram; benil amaçlar – qərəzli məqsədlər; bu amaçla – bu niyyətlə; 2) hədəf, nişan; askerı amaç – hərbi obyektamac, hədəf, məqsəd, məram, nişan, niyyət
См. также в других словарях:
Olga Gimeno — est née à Bédarieux en 1940 d une famille de républicains espagnols. Elle découvre sa passion pour les Arts Plastiques en suivant l enseignement du peintre Robert Thon avec qui elle entretiendra une relation de maitre à élève privilégiée jusqu à… … Wikipédia en Français
Anya Belyat Giunta — Anya Belyat Giunta, née à Saint Pétersbourg en 1975, est une artiste russe, elle vit et travaille à Saint Etienne, France. Elle est représentée par la galerie Caroline Vachet. Sommaire 1 Expositions personnelles 2 Expositions collectives 2.1… … Wikipédia en Français
açıklama — is. Açıklamak işi, açıklayış, izah Her ne sebep ve amaçla olursa olsun kimse, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz. Anayasa Birleşik Sözler açıklama cümlesi düzen açıklaması Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller açıklama yapmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
amaç — is., cı 1) Ulaşmak istenilen sonuç, maksat Her ne sebep ve amaçla olursa olsun kimse düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz. Anayasa 2) Gaye Kuruluş amaç ve şartlarını kaybeden yahut kanunun öngördüğü yükümlülükleri yerine getirmeyen… … Çağatay Osmanlı Sözlük
av dönemi — is. Av hayvanlarının avlanması veya bu amaçla kullanılan av araçlarının kullanılmasının serbest olduğu yılın belirli bölümü, av mevsimi … Çağatay Osmanlı Sözlük
ayırmak — i, e 1) Bölmek Elmayı dörde ayırmak. 2) e, den Bir bütünden bir parçayı herhangi bir amaçla bir tarafa koymak, saklamak Çocuklara pastadan biraz ayırdım. 3) Bir yeri bir engelle bölmek 4) den Birbirinden uzaklaştırmak 5) i Nitelik değişikliğini… … Çağatay Osmanlı Sözlük
burs — is., Fr. bourse 1) Bir öğrencinin öğrenimini sürdürebilmesi veya bir kimsenin bilgi ve görgüsünü artırması için belli bir süre devlet veya özel kuruluşlarca ödenen aylık para Öğrenimini tamamlaması için devlet bursuyla Almanya ya gönderiliyor. N … Çağatay Osmanlı Sözlük
çekmek — i, e, er 1) Bir şeyi tutup kendine veya başka bir yöne doğru yürütmek Hepsi iskemleleri çekerek masanın etrafında bir halka yapmaya hazırlanıyorlardı. R. N. Güntekin 2) Taşıtı bir yere bırakmak, koymak 3) Germek İpi çekmek. 4) İçine almak, emmek… … Çağatay Osmanlı Sözlük
dericilik — is., ği 1) Belirli bir amaçla kullanmak için hayvan derisini işleme 2) Deri alıp satma işi … Çağatay Osmanlı Sözlük
devam — is., Ar. devām 1) Sürme, sürüp gitme, kesilmeme, bitmeme 2) Bir yere belli bir amaçla, gereken zamanlarda gitme Devam zorunludur. 3) Ek, parça 4) ünl. Kesme, sürdür anlamında kullanılan bir söz Birleşik Sözler ve devamı Atasözü, Deyim ve Birleşik … Çağatay Osmanlı Sözlük
dolaşmak — nsz 1) Gezmek, gezinmek Belki otuz defa belki kırk defa, otelin merdivenlerini inip çıkıyor, her yeri dolaşıyor. M. Ş. Esendal 2) Doğru gitmeyip yolu uzatmak Bu yoldan giderseniz çok dolaşırsınız. 3) Dönüp başka bir yönden gelmek Dolaş da arka… … Çağatay Osmanlı Sözlük